Kalamaz Ki Zincirsiz

Yazar: Samet Tamer
Editör: Aslı Akbaş
Fotoğraf Kaydı: Esra Solmaz

Zincirleri vardı her insanın. Hiçbir zaman ayrı kalamadığı, hiçbir zaman ayrı kalmayı istemediği. Zincirleriydi insanın; onsuz yapamadığı, onunla da olamadığı. Kendini bağlayan zincirler olduğunu bile bile hep birlikte kaldığı. Rahatlıyordu insan gerildikçe bu zincirler, gerim gerim gerildikçe. Bırakıyordu kendini kollarına zincirlerin. Fark etmiyordu ama kendinden de bırakıyordu onlara, kendini de alıyordu onlardan.

Ne var ki ister incecik ipten olsun ister kalın mı kalın çelikten, zincirler fark etmez. Bir gün gelir artık ömürleri biter, kopmak için can atarlar. İşte o gün ya kendi koparır insan ya da farkına bile varamadan çukurda bulur kendini. Sonra da sanır meseleyi; çukurun veya tepenin ne olduğunu bilmek. Sanır ki çukurdan uzak durmak veya tepeye koşmak önemlidir. Ama bilmez ki çukurdaki boşluğu. Çukurdaki boşluğa girmemiştir ki, boşluğu dolduracak onca göz kamaştırıcı şeyin arasında yokluğun varlığından bihaberdir. Veyahut bihaber gözükmek işine gelmektedir. Her nasıl olursa olsun boşluk çıkar karşısına elbet; görecek göz daha yolun başındayken görür, görmek istemeyen içine düşmüşken bile kördür. Veyahut kör kalmak işine gelmektedir.

Fakat önemli olan ne çukurun ne olduğunu bilmektir ne de tepenin ne olduğunu bilmek. Tepeye varmak da değildir, çukurdan kaçmak da değil. Önemli olan çukurda yaşamayı da, tepede uçmayı da hazmedebilmektir. Yeri gelince çukuru uzaktan kestirmek, çıkacağından emin olarak boşluğun içine girebilmektir. Yeri gelince de tepeye çıkaran zincirlere sevdalanmamak, bir çırpıda çekip koparabilmektir.Oruç Aruoba’nın Yürüme kitabında dediği gibi “Düzenini bozarak gezginliğe çıkan kişi, kendi düzeninin peşine düşmüştür.” Kendi düzeni için yeni zincirler bulabileceğini unutmamaktır esas marifet. Yeni zincirlerin her zaman bir yerlerde olduğunu hatırlamaktır. Yeni zincirlerin aranınca bulunabileceğini bilmektir. Yeni zincirlerin eskisinden daha sağlam olmasını umut edebilmektir. Bir gün kopacağını bile bile sarılmaktır yenilerine. Kopartacağını bile bile aramaktır yenilerini. Ama günün sonunda attığı her adıma gittiği her yere rağmen öğrenecektir ki, asıl mesele: Zincirsiz olduğunu sananların yanında , zincirsiz yaşayabileceğini sanmamaktır.