Yaşamaya Dair

Yaşamaya DairYazar: Başak İncekaşEditör: Gizem KöroğluTasarımcı: Sena kuyucu Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın. Bir sincap gibi mesela, yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden, yani bütün işin gücün yaşamak olacak. Acıyı, hasreti, tutkuyu, aşkı, dava aşkını, ümitsizliği, bir o kadar da umudu iliklerinize kadar hissettiren; adını Nazım’ın muhteşem şiirinden alan, Genco Erkal’ın Tülay Günal eşliğinde oynadığı oyun “Yaşamaya Dair”. Yaklaşık 90 dakika Nazım ve Piraye’nin aşkına, şairin Bursa Cezaevindeki yaşamına, sürgün yıllarına tanık oluyoruz. Genco Erkal sahneye sığmıyor,...

Tom King & Mitch Gerads’ten Politik Bir Polisiye: Babil Şerifi

Yazar: Rıdvan Furkan YamanEditör: İpek Çakmak Tom King, günümüz Amerikan çizgi roman sektörünün en önemli yazarlardan birisi. Çoğunluğu DC Comics’te olmak üzere hem Marvel’da hem de DC’de kaleme aldığı pek çok önemli seri bulunmakta. Marvel Comics’te yazdığı Vision ile DC Comics’te yazdığı Mister Miracle, Strange Adventures gibi seriler ve seksen beş sayı boyunca devam eden Batman yazarlık süreci, kariyerindeki en önemli çalışmaları. Bu yazının konusu olan Babil Şerifi ise DC’nin en prestijli alt yayınevlerinden Vertigo Comics’ten çıkan ve az önce saydığımız...

Celeste

Yazar: Yusuf Ömer Çakır Tasarımcı: Nijat Mahamaliyev Video oyunları denilince birçok insanın aklına revaçta olan belli başlı hızlı tüketime yönelik, sabit bir amaç etrafında dönüp duran ve sürekli kendini tekrar eden oyunlar gelir. Bu sebepten ötürü çoğu insan için video oyunları vakit öldürmek için basit birer araçtan fazlası değildir. Lakin bu yanlış bir düşüncedir çünkü çoğu video oyunu; grafikleri, kurgusu, müziği yani oyunu oluşturan her ögesiyle “vakit öldürmek için araç” olmaktan fazlası olup yakından incelemeye ve hissetmeye değer ürünlerdir. Bir film...

Gözü Yukarıda Olan Çocuk

Gözü Yukarıda Olan ÇocukYazar: Furkan Ali Küçük Tasarımcı: Asena Çakmak Kafanızı yukarı kaldırın çocuklar. Şimdi hep beraber gökyüzüne bakıyoruz. Ne görüyorsunuz bakalım. Lalet olasıcalar! Ben bir şey göremiyorum diye bağırdım. Bütün sınıf bana baktı. Ne görmemi bekliyorlardı ki? Gördüğüm sadece pis ışık toplulukları ve gözümü bozacak gibi olan ışıklandırmalardı. Halbuki işlediğimiz fen bilgisi dersiydi. Neden bu kadar sinirlenmiştim bilmiyorum. Altıüstü öğretmenimin dediğini yapıp kafamı yukarı kaldıracak, geceleyin görebildiğim yıldızları sayacaktım. Sayamadım. Tamam kabul ediyorum, miyop oluşum önümü görmemde sorun yaratabiliyord u ama bu...