Yıldızlarası

YıldızlarasıYazar: Berke ÖzkanEditör: Beyza ÖzTasarım: Derya Tepe Yıldızlar, ışıl ışıllar demiştin, O gece yıldızlar, bizim için oradalardı, O gece bizi izleyen, aslında yıldızlardı. Baksana, dalgalar durur oldu adeta demiştin, O gece dalgalar, bana inat yok oldular, Öyle hikayeydi ki bizimkisi, Atlasam da boğulmayacağımı anladılar. Halbuki ilkbahar, ağaçlar yaprak döker oldular demiştin, O gece ağaçlar, bize ağladılar. Bu hikayenin, bir gün biteceğini anladılar. Senle zaman, durur oldu adeta demiştin, Durmuştu dünya, istemişti uzatmak geceyi, Zaman, bir lastik gibi uzamamıştı henüz. Dinliyorlardı yanıtımı, Titreyen elleriyle, Hazır oldaki bir asker gibi dümdüz. Gece sessiz, Denizler susuz, Ağaçlar yorgun, Bense bilgin, bense bilgin. “Ah güzelim, Ben...

Tutunmam Lazım

Tutunmam LazımYazar: edalalEditör: Aslı AkbaşTasarım: Aslı Akbaş Nedir bilmiyorum içine çeken beni Babamla alakalı rüyalar görüyorum dün geceden beri Uyansamda terk etmiyor izleri beni Oynatıyor beni aynı bir kuklanın ipleri gibi Tutunuyor bana aynı senin anlattığın gibi Dikiş izlerini hissediyorum omuzlarımda, göğsümde Boğazımda hissediyorum konuşurken onun hakkında Bırakamadı gitti bi ipleri Tutunamayanlardan olmak isterdim ben ki Bıraksın bu kabuslar peşimi Babamla alakalı rüyalar görüyorum doğduğumdan beri ...

Bana Ol

Bana OlYazar: aslı AkbaşEditör: Beyza ÖzTasarımcı: Sümeyra Koçyiğit Bir sırma sarsın boynunuAldığın nicelerini ince koynunaİnci taneleri serilsinElim değsin, elin değsinTenim olsun tenin olsunAkşamlar da bizim Uzun saçların salınsın, altından yemeninUzun olsun kolların benim içinUtanma sıkılmaDökme dökülme benden gayrıDüşme ak saçlı günlereBenden ayrı gitme Bir lokman boğazındanNimetin sofrandanve meyven verdiği zamanın bizeEksilmesin, sulayayım benAğaçlar olsun varlığımSenin sofran olsun soframVe bahçem senin ellerin Sırma sarsın koynunaBeyaz düşsün, geriye düşsünİnciler dizilsin boynunaBen uyuyayım sen uyutNinni olsun ninnilerAğaç hışırtısı Bir salkım üzüm ol soframdaTaneleyip avucuma dizdiğimElime alıp da gezdiğimCebimde,...

Yabancılaşma

YabancılaşmaYazar: Ahmet Deniz DemirEditör: Beyza ÖzTasarımcı: Kevser Oktay Biz şimdi iki yabancı, Yani seninle bir sokakta denk gelsek Uzaktan bir göz göze geliş  Ve dahası yok. Sanki birbirimizi hiç tanımamışız gibi Yan yana geçip gideceğiz. Biz şimdi iki yabancı, Yani birbirimizi hiç görmemişiz gibi… Sen milyonlarca kez duymamışsın seni sevdiğimi; Ben de unutmuş gibi o sarılmalarını, öpmelerini… Biz şimdi iki yabancı, Ellerimiz bizden ayrı hiç buluşmamış. El ele, kol kola yürümemişiz ada sokaklarında, Sahil yollarında ve kimsesiz tren istasyonlarında Belinden tutup kendime çekmemişim seni. Biz şimdi iki yabancı, Yarın da olacağız zaten aynı. Sanki önceden gözlerimi kapatıp Birbirimizi hiç...

Vakitsiz Açan Çiçek

Vakitsiz Açan ÇiçekYazar: Ahmet DeveciEditör: Beyza ÖzTasarımcı: Bediha Kellecioğlu Tatlı bir çocuk ile başlıyor hikayem Ve bu çocuğun kim olduğunu bile bilmeden  Bu kadar kimlik müsveddesi içinde Öylece yaşayıp gidiyorum Tüm bu hatalar, pislikler, Bu eğrilmiş doğrultu benim Ve evet Bilerek üç maymunu oynuyorum.  Tam da bu yüzden Kaybetmekteyim her savaşı Aynadaki yüzüm dahi tiksiniyor şimdi benden Kelimelerim artık hep Daha küçük dilimden Kim bilir beni ben yapan sebep de Bu yüzden yabancılıyor beni Yalnız ölmek fikrinin verdiği cesarete hiç layık olmadım Ve korkuyorum Ya bütün büyü bozulur da Bir gün, birdenbire büyüyüverirse çocuk Ya kendini her şeye geç kalmış...

Yazar: Gamze DinlerEditör: Gizem KöroğluGörsel Tasarım: Beyza Irmak Sonbaharın çiçekleri avuçlarında yetişirdi, Ve kulağımın arkasına iliştirirdin parmaklarını Bir papatya edasıyla. Bu şehirde, Kayıkların boyuna ters Uzun direkleri gülümsetirdi sanırım Ya da Erguvan dolu sokaklar da olabilir. Sıcak iklimin soğuk çimenlerinde Denize karşı uzanmışken  Uzakları düşünmek… Akşam vakti serseri sokaklarda Bilmediğim caddelerde yürümek… Öyle bir an ki Yazmaya niyetlenirken yazdıklarımı sildiğim… Öyle bir an ki Ağlamanın gülmekten daha kolay olduğu… Hayran kalıyorum  Ekim ayındaki haziran sıcağına. Yapraklar henüz düşmemiş, Kıyılar yosun kokusuyla kaplı… Böyle havalarda Şarap misali eskiyen o gün Daha bir tat bırakıyor damağımda. Birinde kaybolmak istiyorum, Onda yok olmak Nefes almak Ya da nefessiz kalmak. ...

Sorgu

SorguYazar: aslı AkbaşEditör: Beyza ÖzGörsel Tasarım: Saadet Atmaca Peki elleri tiyatroların Peki güzellemeler yazılmış uğruna Padişahlar, anlı şanlı kahramanlar Peki değiştirilmiş kitaplar Peki ben Uzanan geçmişe Bugünü uzatan, sulayıp sulayıp Ne emeklerle büyüten Ne olacak sakarlara Dizleri üstüne düşen karşısında Aşık güzellerin Peki diyarlara Unutulmuş, geride kalmış Kılı kırk yaran ustalara Peki bana Bırakıp doğal mucizelere ömrünü Uyuyan çimenler üzerinde Unutulmuş diyarlarda Peki sıkıcı evlere Sıkıcı duvarlara Arkasında ölmüş ruhların Kulak verilmemiş dileklerine Peki gezginlere Ya yiyen ya uyuyan Nice tembellere Ne olacak değişmemiş kurallara Sen sormazsan eğer Ben yazmazsam Ne olacak bu dünyaya ...

Sen

Yazar: Ahmet Ebubekir SanEditör: İpek ÇakmakGörsel Tasarımı: Ekin Salih Kutlu Ellerim yine burada Yanında Yanları kara kalem izi Çok tatlı yârin dili Eğer düşersen yalnızlığa Gözlerini kapat ve gökyüzüne bak Ellerim uzanır ruhuna Çekerim yukarı Buluşurum dudaklarınla Al yanakların olur ateş Sol yanıma Ruhum alev alır şiir gibi Uçan bir güvercin gibi göğüs kafesine Ruhuna Bakmaktan kızaran gözlerim karanlığa Ağlamaktan solan küsüm yalnızlığa Sen hep ol yanımda Kalbimin içi kan yara Gel içeyim dudaklarından bengisuyu Sonsuza kadar yaşayayım dudaklarında Saçını koklasam bir dağın doruklarında Nefesim, kesilir sesim, gözlerim sel olur Düşer kollarına Tutsam bir kez elinden Kavrasam belini Bırak dursun göğsünde namahrem elim Öpsem bir kere günah...

Muğlak

Yazar: Süha CengizEditör: İpek ÇakmakGörsel Tasarımı: Pelin Nur Karabay kalemin tutsak kaldığı gecelerde kömür kullanır zihnim ve direnir isine düşüncelerimin. bu tutuklu yaşamımda, aslolan taneciklerdedir  havaya karışan asla yakalayamadıklarım ak zannedilen ciğerlerime çekerim ve pak zannettiğim hislerime küserim. işte o zaman ki anlar kendim kendime güvenmediğini işte o zaman ben yokumdur kendim tarafından. tutuklu yaşamın esiri benliğim yaşamın küstüğü bedenim zihnim ardında taneciklerin esirliğimin esrikliğime dönüşümüyle kendim tarafından kendimi kovanımdır. işte o zaman püskürtürüm ak zannettiklerinden tanecikleri şimdi ise kalem mi tutsak? ben miyimdir? ...

Yazıyorum

Yazar: Ahmet Ebubekir SanGörsel Tasarımı: İpek Çakmak Yazıyorum yine Bu yaşadıklarım içimdeki, Çocuğa hediye Şimdi kanatlarım kırık Hayalden arabam yok Sadece gerçekler Kalabalıklar güçlüler Ben tek başımayım Yalnızım Belki de yanlışım Kızgınım yüzüme Dış görünüşüme Sözlerin hala içimde yankılanır Yazarken kafamın bi’ ritim bi’ tempo Artık umrumda değil kafiyeler Olursa olur Ben müziğe bakarım Sevmezsem silerim Paylaşmam kimseyle yazdıklarımı Kalemime ihanet edemem bi’ kadına yazıp Yazıyorum artık hep kendime yazıyorum Aradığım şey nerede bilmiyorum Belki yüksek gökdelenlerin Beyaz yakalarında Belki kuytu boş sokaklarda Aramaktan yoruldum Umudum yok Ama duramam burda İçimdeki ateş sönmedi hala İyi değilim kafam dolu Tanrım söyle ne bu işin sonu Belki buldum da kaybettim Belki de senin içindeydi Ne fark...