Kırmızı EvYazar: Kayra MertEditör: Beyza ÖzTasarım: Selen Günay Sessiz sakin Crowe Sokağı’nın üzerine devasa bir gölge gibi eğiliyor 4 numara. Çoğu zaman varlığı belirsiz, sessiz ve sonsuz bir bekleyişte. Sadece bekliyor 4 numara; bekliyor, izliyor, zamana tanıklık ediyor. Sokağın diğer ucundaki kiraz ağacı yapraklarını döküyor, 12 numaranın küçük kızı ilk kardan adamını yapıyor, Smith ailesi pikniğe gidiyor, çocuklar çiçekten taçlar yapıyor ve mahalle su savaşından gelen neşeli çığlıklara boğuluyor. Yorgun, yaşlı karga terk edilmiş evin çatısına konarken bir anlığına dökülen sıvadan...
Bir Zamanlar Beyoğlu’ndaYazar: Ülkem KaraEditör: Neris YavuzTasarım: Ebru Gül anlattığın tüm hikayeler toplanıp beni teselli eder senin gerçekliğinde bir daha karşılık bulamaz benliğim benim civarımda sen hep kayıpsın nereye bakarsam bakayım, ıssız ülkem artık gözyaşlarımın izin verdiği kadar özgür ya da vicdansızsın bil ki, rüyalarımdan hiç çıkmadı altında adının yazdığı ucuz hikayemiz sen olmadan bazı gecelerden kaçamadım gözünde eğreti ruhumun, kollarımda bıraktığı izler ne kadar uğraşsam da geçmedi ve sensizlikte bile sen varken gidişin beni üzmedi bir zamanlar Beyoğlu’nda bize ait olanlar yitip giden anılar olarak kaldılar şimdi sana dair her anı merak eder nereye gittiysen,...
Göğün SeyirliğiYazar: Elif Şule KayaEditör: Aslı Akbaşfotoğraf Kaydı: Neris Yavuz İşte paydos. Özenle bağlanmış boyun bağı Koptu sonunda zamanın kanı akmış masadan Şimdi devin karnından çıkma vakti, Vur kendini iki devin arasına Kaldır çeneni kopacakmış gibi boynundan Bak işte orada, Mavi bir leke. Tanıdık mı geldi hikaye? Azap bahsi mucizenin kalbinde; Boyunlarında halkalar, Önlerinde bir set, Arkalarında bir set, Artık göremezler! Fakat ah Karadeniz! Yaşamak sende coşmuş Durup bakmak bile ibadet olmuş. Geceden başlar göğün seyirliği, Doluşur yipil yipil süt lekeleri Zifiri sessizliğe ve karanlığa. Sonra Ay’ın annesi tutar elinden, “Şimdi Güneş’in oyun vakti.” Çaba istemez burada görünmek için mavi, Aksine gayet şîvekâr dolar...