Tom King & Mitch Gerads’ten Politik Bir Polisiye: Babil Şerifi

Yazar: Rıdvan Furkan YamanEditör: İpek Çakmak Tom King, günümüz Amerikan çizgi roman sektörünün en önemli yazarlardan birisi. Çoğunluğu DC Comics’te olmak üzere hem Marvel’da hem de DC’de kaleme aldığı pek çok önemli seri bulunmakta. Marvel Comics’te yazdığı Vision ile DC Comics’te yazdığı Mister Miracle, Strange Adventures gibi seriler ve seksen beş sayı boyunca devam eden Batman yazarlık süreci, kariyerindeki en önemli çalışmaları. Bu yazının konusu olan Babil Şerifi ise DC’nin en prestijli alt yayınevlerinden Vertigo Comics’ten çıkan ve az önce saydığımız...

Muğlak

Yazar: Süha CengizEditör: İpek ÇakmakGörsel Tasarımı: Pelin Nur Karabay kalemin tutsak kaldığı gecelerde kömür kullanır zihnim ve direnir isine düşüncelerimin. bu tutuklu yaşamımda, aslolan taneciklerdedir  havaya karışan asla yakalayamadıklarım ak zannedilen ciğerlerime çekerim ve pak zannettiğim hislerime küserim. işte o zaman ki anlar kendim kendime güvenmediğini işte o zaman ben yokumdur kendim tarafından. tutuklu yaşamın esiri benliğim yaşamın küstüğü bedenim zihnim ardında taneciklerin esirliğimin esrikliğime dönüşümüyle kendim tarafından kendimi kovanımdır. işte o zaman püskürtürüm ak zannettiklerinden tanecikleri şimdi ise kalem mi tutsak? ben miyimdir? ...

Ani(?) Ölüm

Yazar: Melisa ManduzEditör: İpek ÇakmakGörsel Tasarımı: Buket Özkılınç Hızlı hızlı eve yürüyordu ki, bir gürültü duyar gibi oldu. Sonra ne görsün: Jandarma, sağlık ekipleri ve tüm kasaba halkı derenin kenarında toplanmıştı. Neydi bu kadar önemli olan, yıllardır tek bir yaprağın bile oynamadığı bu yerde tüm hayatı durduracak kadar büyük ne olmuş olabilirdi? Annesi fırına göndermişti onu; ama meydan boş, dükkanlar kapalıydı. Sebebini öğrenmek için meraklı kalabalığa yaklaştıkça kargaşanın sesi arttı. Ambulans sireni, çığlıklar… Tüyleri diken diken olmuştu bile. Bağıra bağıra ağlayan...

Aile Fotoğrafı

Yazar: Furkan Ali KüçükEditör: İpek ÇakmakGörsel Tasarımı: Yusuf Ömer Çakır Gündüzleri sesin içinde kaybolmayı severdim. Geceleri de çok uzun olmamakla birlikte yürüyüşlere çıkmayı tercih ederdim; ama en çok, çocukken Çiftlik Caddesi’nin tam ortasında L’opera adlı müzik dükkanının önünde içeriden gelen müzikle dans etmeye bayılırdım. Bizimkilerle her yaz bir haftalığına da olsa yaz tatilini Sinop’ta geçirirdik. O çıktığımız şehirlerarası yolculuklarda cam kenarına oturur, beyaz şeritli sonsuz asfaltları izlerdim. O zaman bana farklı gelirdi. Çizgi filmlerde gördüğüm asfaltlar gibi bir şeydi sanki.  Sinop’a gittiğimiz...