Canavarın Karnında

Canavarın KarnındaYazar: Aybars ÖzmenEditör: Gizem KöroğluTasarımcı: Sena Kuyucu ‘’Sen seninkine sahip olduğun sürece benim sahipolduğumu öldürmelerinin sakıncası olmadığına kararvermenden sonra mı? Bilmek istediğin bu mu?’’ Susannah Odetta Holmes Übeydullah Hamid, 1989 yılında Ebu Kemal şehrinde dünyaya gelmiş, orada büyümüş, Fırat Nehri’nin iki yakasında bucaksızca uzanan güzel şehrinde çocuk gözlerine renk dolu gözüken yıllar geçirmişti. Güzel günlerin nasıl olduğunu bilirsiniz. Etrafınızı sarıp sarmalayan tüm o kokular ciğerlerinize dolarken sevdiğiniz insanlar orada bir yerlerde, göremiyor olsanız da yanınızdadır. Ardı arkası gelmeyecek gibi gözüken, bol keseden...

Yaşamaya Dair

Yaşamaya DairYazar: Başak İncekaşEditör: Gizem KöroğluTasarımcı: Sena kuyucu Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın. Bir sincap gibi mesela, yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden, yani bütün işin gücün yaşamak olacak. Acıyı, hasreti, tutkuyu, aşkı, dava aşkını, ümitsizliği, bir o kadar da umudu iliklerinize kadar hissettiren; adını Nazım’ın muhteşem şiirinden alan, Genco Erkal’ın Tülay Günal eşliğinde oynadığı oyun “Yaşamaya Dair”. Yaklaşık 90 dakika Nazım ve Piraye’nin aşkına, şairin Bursa Cezaevindeki yaşamına, sürgün yıllarına tanık oluyoruz. Genco Erkal sahneye sığmıyor,...

Nevi Şahsına Münhasır Çırak

Nevi Şahsına Münhasır ÇırakYazar: Melike Tuğçe ÇelikEditör: Gizem KöroğluTasarımcı: Dide Sevinçok ”Hayat ileriye bakarak yaşanır, geriye bakarak anlaşılır.” demiş Kierkegaard. Bu sözü okuduğumda bir şeyleri anlamış olarak mı yaşamaya devam ediyorum diye düşünmedim değil. Geçmişi anlamak ileriyi yaşamayı kolaylaştırıyorsa, ileriyi yaşayamayan geçmişin denklemini çözmeliydi. Zor olduğuna eminim fakat geçmişimi çözmem gerekliydi. Cesaret, insan popülasyonunda nadir bulunan bir erdemdir (Erdem kısmı tartışılabilir.). Eğer bir birey geçmişiyle yüzleşmeye cesaret edebiliyorsa geleceğine birkaç satır tuğla örmeye başlamıştır. Sebepler, sonuçlar, hayaller, ümitler, yok oluşlar, terk edilişler, ölümler,...

Little Tour to AZERBAIJAN

Little Tour to AZERBAIJANYazar: Behram MammadovEditör: Gizem Köroğlu Dear Friends, Be ready to be brainstormed. Today I will tell you little secrets and information about the lands of fire -Azerbaijan. Yeah, I understand that there is the question in your brain which says: “Why exclusively Land of Fire? What is the point of people calling that country Land of Fire?”. Azerbaijan is called Land of Fire since the ancient times, because it was the holy place for the people who worshipped to...

Yürümlemek

YürümlemekYazar: M. Kağan DemirbaşEditör: Gizem KöroğluTasarımcı: ceren Engin I Kalp atışlarını biraz olsun dizginlemek ve kendine gelebilmek amacıyla nefeslenip yüzüne 2 avuç su serpti. Evet, şimdi her şey biraz daha bulanık. Gözleri çamur içindeydi sanki, her şey bulanık ve yapışık. Kaçmak istiyordu. Kaçmayı, bir süredir bulanımından kurtulmak için çare olarak görüyordu; sesleri görebilmek, gözleri duyabilmek, sözleri hissedebilmek için. Bulanımlar da karıştı görüyor musun? Binayı terk edip bir süre yürüdükten sonra, otobüs durağına doğru karşıdan karşıya geçerken direğin dibinde onu izleyen köpeği süzdü,...

Yazar: Gamze DinlerEditör: Gizem KöroğluGörsel Tasarım: Beyza Irmak Sonbaharın çiçekleri avuçlarında yetişirdi, Ve kulağımın arkasına iliştirirdin parmaklarını Bir papatya edasıyla. Bu şehirde, Kayıkların boyuna ters Uzun direkleri gülümsetirdi sanırım Ya da Erguvan dolu sokaklar da olabilir. Sıcak iklimin soğuk çimenlerinde Denize karşı uzanmışken  Uzakları düşünmek… Akşam vakti serseri sokaklarda Bilmediğim caddelerde yürümek… Öyle bir an ki Yazmaya niyetlenirken yazdıklarımı sildiğim… Öyle bir an ki Ağlamanın gülmekten daha kolay olduğu… Hayran kalıyorum  Ekim ayındaki haziran sıcağına. Yapraklar henüz düşmemiş, Kıyılar yosun kokusuyla kaplı… Böyle havalarda Şarap misali eskiyen o gün Daha bir tat bırakıyor damağımda. Birinde kaybolmak istiyorum, Onda yok olmak Nefes almak Ya da nefessiz kalmak. ...

50’liler Mimarlığı

50’liler MimarlığıYazar: Çağla KeleşEditör: Gizem KöroğluGörsel Tasarım: Şebnem Balım 50’li yılların hem Türkiye hem de dünya açısından çok kritik bir dönem olduğu söylenebilir. Şöyle ki; bu yıllar, 20. yüzyılın başlarından itibaren süre gelen modern mimarlığın tüm dünyada yayılıp üne kavuştuğu, aynı zamanda da bu popülerliğinin yavaş yavaş sönmeye başladığı dönemin başlangıç yıllarıdır. Modernizm ise, 1900’lü yıllarda başlayıp 60’lı yılların başına kadar kendini çok net bir şekilde sanatın her alanında hissettiren bir akımdır. Mimarlık açısından bakıldığında bir dönüm noktasıdır. Çünkü mimarlığın bugünkü...

Bir Delinin Sabah Yürüyüşü

Bir Delinin Sabah YürüyüşüYazar: Onur KılınçEditör: Gizem Köroğlu Her gün kafasına estiği saatte kalkardı. Bugün de erken kalkacağı tutmuştu. Havanın da güneşli olması buna sebepti. Güneşli havalarda bir sabah yürüyüşü yapardı çünkü. Öyle geç saatlere kadar yatamazdı güneşli günlerde. Sahile gider oradaki bankta otururdu biraz. Gelen geçene bakar, kendi kendine konuşurdu. Dönerken de bakkal Ahmet’e uğrardı. Kahvaltılık bir şeyler alır, deftere yazdırırdı aldıklarını. Parası olduğu nadir zamanlarda ise cebinden çıkarır öderdi. Ha bir de bir köpek vardı. Adı Panço. O da...